tutungaç

antimanik geyiksif blog

Güneş arabası arkası yazıları

Hanginiz yazdı bunu: solar 30 Temmuz 2007 Pazartesi idi
Güneş arabalarının başı kel mi?
Onlar da araba değil mi?
Onların da arkasına yazı yazdırmaya hakları yok mu?

Bizce var...

Tutungaç ailesi olarak güneş arabası arkası yazılarını destekliyoruz. İşte size birkaç öneri:


-Severim güneşin hasını tutarım yağmurun yasını.

-Güneş topla benim için.

-Aramasın Onu gözler, O şimdi hidromobil.

-Panellerim sağolsun.

-Hatalıysam affola.

-Güneşle çalışıyorsam günahım ne.

-Artık tek rakibim Saguar.

Satılık ilanları için alternatifler:

-Mühendisten temiz güneş arabası, takas olunur.

-Panelleri ruhsata işli, Formula G'de yarışmış, yarışı tamamlayamamış ama tasarım ödülü almış 2007 model güneş arabası.

Etiketler: ,

Seçim sonuçları tutungaç severleri nasıl etkileyecek?

Hanginiz yazdı bunu: abaküs 22 Temmuz 2007 Pazar idi
Seçimde hangi partiye oy verdiğiniz umurumda değil, biliyorsunuz. Olsun. Şimdi, sonuçlara bile bakmadan kendi kendime çıkarımlar yapmayı deniyorum. İlk önce kötümser, karanlık, berbat, hatta biraz da pis kaka tabloya bakalım.

- Bir kere tutungaç fiyatlarına zam gelecek. Tutunamayanlar bu duruma epey bozulacak.

- Sonra işte yeni yeni vergiler gelecek. Mesela “özel tutunum vergisi” gibi bir isim önerisi hiçte fena değil.


Bu kadar kara tablodan sonra, biraz da iyimser bakalım:

- Yurtdışından ithal edilen tutungaç sayısı artacak. Böylelikle tutunamayanlar için gereken her neyse, karşılanacak.

- Çiftçiler kazandıkları miktarın yarısını tutungaç alımları için devlete ayıracak.

- Memurlar tutunamayanların işlerini daha çabuk halletmeye bakacak. Mesai saatlerinde oyun oynamayacak, falan yapmayacak, filan yapmayacak.


(Siz de maddeleri yorumlarda artırabilirsiniz, tabi.)



Neyse, işte bu da, Paris 'ten bir tutunamayan aday örneği:

Bu resmin kaynağı

Etiketler: , ,

Karikatürden tutungaç olur mu? Bunu halkımız seçsin!

Hanginiz yazdı bunu: abaküs 20 Temmuz 2007 Cuma idi
Şimdi anlatmaya başlayacağım tutungaç, öyle çok yeni değil, siz de biliyorsunuz. Ama işte benim için çok yeni olduğu için, bazen kalp pıtırtılarımın artış gösterdiği oluyor.

Derken, yine böyle bir paragrafa daha başladık. Çünkü burada, karikatürün aslında nasıl bir iletişim aracı olduğunu anlatmak istiyorum. Evet başımızdan geçen bir olayı, hadi olmadı içimizden geçenleri çizgilerle nasıl da güzel anlatabiliriz. Hemen bir iki tane küçük küçük adamlar filan çizeriz, sonra onlar sıkılmasın diye konuşturmaya başlarız. Onlar konuştukça içimizde sakladıklarımızdan biraz olsun kurtulmaya bakarız. Evet bu yüzden, onlar hiç susmasın deriz, ne güzel bizi anlatıyor diye devam ederiz. Gripinin bir şarkısında dediği gibi sustuklarımız artık içimizde büyümez, onlardan çizgi yapmış oluruz. Ayrıca bunların etrafımızda gördüklerimizle tıpa tıp aynı olsun, diyenler de yok. Bu biraz da bize özgürlük katmaz mı, ey tutungaç severler veya okurlar?

Neyse bu paragrafta ise, bir karikatürde nasıl tutunamayanları anlarız gibi saçma bir anafikir üzerinde durmak niyetindeyim, şimdiden söyleyeyim, dedim. Şimdi bak, elimizde bir karikatür var diyelim. Şuradaki bir karikatür olabilir, mesela bu. Tamam baktıysanız devam edelim. İşte ediyorum. Tutunamayanları ayırt etmek için bir kere baloncuklara iyi bakmakta yarar var. Tamam bir tane var zaten, ben de biliyorum. İşte bu penguen, tipik bir kaybeden. Kendisini hemen eleveriyor zaten. Farklı olduğunu, diğerlerinden uzak kaldığını, birazcık başka olduğunu kendisi de biliyor. Ama işte, buna müdahale etmiyor sanki. Neyse benden bu kadar. Karikatürün tutungaç olup olmadığını halk seçsin.

Ve bu paragrafta ise youtube ‘a bağlanıyoruz. İşte ne güzel anlatmış bir çizer.

Etiketler: , , , , ,

Yapabildiklerimiz, Yapamadıklarımız...

Hanginiz yazdı bunu: serotonin 17 Temmuz 2007 Salı idi
Bugün kendimizi her zaman yapmak istediklerimize adayalım. Bir film izlediğimizde o anda keşke ben de yapabilsem dediğimiz ya da çocukken çok istediğimiz ama bir türlü yapamadığımız şeyleri yapalım.

Örneğin; İmparatorun Yolculuğu’nu izledikten sonra acaba karnımın üstünde kaymak nasıl bir duygu diye mi düşündünüz? Yatın yere efendim yüzüstü. Kapatın gözlerinizi şimdi itekleyin kendinizi. Olmuyor mu? Mühim değil, büyük ihtimalle yer kaygan değildir. Ya da Üç Renk: Kırmızı’yı izledikten sonra o korku ifadesini siz de mi yapmak istiyorsunuz? Geçin aynanın karşısına, buruşturun yüzünüzü. Olmuyor mu? Mühim değil, büyük ihtimalle arka planınızın kırmızı olmamasındandır. Bakın, bu sayede size hem bir tutungaç veriyoruz hem de aynaya bakmak için bir sebep.

Size bunları asla yapamazsın diyenler mi oldu? Hatta hasta olduğunuzu mu söylediler? Bir kez de siz duymamazlıktan gelin. Tabi bunu CSI:NY izleyipte otopsi yapmanın nasıl bir duygu olduğunu merak ettiğinizi onlara anlattıktan sonra söylüyorlarsa ve siz onları duymamazlıktan gelip amacınızı gerçekleştirmeye çalışmışsanız bu durumdan hiçbir şekilde sitemiz sorumlu tutulamaz. Size bu durumlarda Tutungaç Fort'u öneririz.

Etiketler: , , ,

Tutungaç İstatistiği

Hanginiz yazdı bunu: solar idi
Efendim; blogumuz açılalı bir ay oldu, hatta ikinci ayını bile yarıladı sayılır. Kim ne kadar tutunmuş buyrun bakın (bu istatistik keyfimize göre arasıra güncellenecektir):

Etiketler: ,

Yön Zincirleme Raporu

Hanginiz yazdı bunu: solar 12 Temmuz 2007 Perşembe idi
BAŞLANGIÇ:

Tutungaç Makamının 12.07.2007 tarih ve TUTU1684.NGAC8876/129 sayılı emir gereğince ön inceleme yapılmıştır. EK falan da yoktur.

MUHBİR:

Cyper (Matrix'ten bizler için özel olarak geldi)

İDDİA:

Tutungaç sakinlerinden birinin yönünü kaybetmesi üzerine bütün yönleri zincirlemeye kalkışması.

OLAY MAHALİ:

Bütün yönlerin toplandığı bir E düzlemi.

TARİHİ:

07.07.2007

KARAR:

Yapılan incelemede hakkında suçlamalar bulunan şahsın eylemlerini sadece düşünce aşamasında bıraktığı saptanmıştır. Bir daha böyle tehlikeli şeyler düşünmemesi için şahıs, hafifletici sepetler de göz önüne alınarak, tekrar yönlerin toplandığı düzleme gidip bütün yönlerin nereye çıktığını anlamakla yükümlü kılınmıştır.

Aksi takdirde kendisine defalarca nane nane adlı eserin dinletileceği bildirilmiştir.

Etiketler: , ,

Ey gidi günler 1

Hanginiz yazdı bunu: Unknown 7 Temmuz 2007 Cumartesi idi
Öncelikle bir merhaba demek lazım.
Tutungaçın en tembel yazarı olarak herkesi selamlıyorum. Hayır nereden çıkarttın en tembel benim gibi iddialarla gelmeyin lütfen ilk mesajım olduğunu farkedin :)

Fazla uzatmadan bir şeyler karalayayım dedim.

Şu günlerde eski çizgi filmlere takmış durumdayım. Aslında sadece çizgi filmlerle sınırlamak haksızlık olur. Eski müzikler, eski kitaplar, eski filmler... Ve bir arkadaşın söylediğine göre bu ne yazık ki yaşlanma belirtisiymiş. Napalım sağlık olsun...

Asıl konu çizgi filmlerdi. Tom ve Jerry, Sylvester ve Tweety gibi klasiklerden yüzlerce blogda yüzlerce defa bahsedilmiştir sanırım. (ki gördüklerimin en iyilerinden biri fea'nın kiydi :tık tık)

Bugün size daha az bilindik fakat kendi adıma daha az sevmediğim bir karakterden bahsedeceğim:


O geceleri kanat çırpan terör,


O gözlerinizi yaşartan soğan,
O ayakkabınıza yapışan sakız,
O sizi gece 3'te uyandıran yanlış numara,
O sizi yolda bırakan bozuk buji,
O kullanılan her çekteki 10 dolar komisyon,
O elinizin ulaşamadığı yerdeki kaşıntı,
O ruhunuzun karatahtasını gıcırdatan tırnak,
O ayakkabınızdaki çakıl taşı,
...

O Darkwing Duck...




Süper süper kahramanlardan ziyade esprili ve sakar süper kahramanları daha süper bulan birisi olarak Darkwing Duck küçüklüğümün en süper süper kahramanlarından. (Çok süper bir cümle olmadı biliyorum)

Birkaç defa videosunu youtube'dan izledim durdum. Sizler le de paylaşayım:



Keşke günümüzde de böyle çizgi film tutungaçları yapsalar. :)

O zaman Darkwing Duck'ın dediği gibi...
"Let's get dangerous"

Etiketler: , ,

Tutungaçlık İlkokul Fişleri

Hanginiz yazdı bunu: solar 6 Temmuz 2007 Cuma idi
Öğrenci kardeşlerimize yazın pratik yapmaları için birkaç fiş:

-Tuna tutunamayanlardan olma.
-Ahmet hayata sıkı tutun, düşersin.
-Ayşe çabuk o bilgisayarın başından kalk, kime diyorum ben.
-Fatma Ayşe'yi diskoya götür.
-Gülin o seni sevmez Pelin'i sever.
-Hilmi batmasın bu dünya, bitmesin bu rüya.
-Nil tek taşını kendin al, tek başına kendin tak.
-Ezgi saçmalamayı bırak.

Etiketler: ,